2 Nisan 2009 Perşembe

Türkiye:1 - İspanya:2

İlk maçtan sonra gözümüzde fazla büyüttüğümüz İspanya'yı yenmek için önümüzde bir şans daha vardı. Üstelik maçı şanslı! Ali Sami Yen Stadı'nda oynayacaktık. Terim'den yine Sercan Batuhan sürprizi bekliyordum ama İspanya'da ki 11' i bozmadı. İspanya ise oyunu kanatlara yıkan tek forvetli deplasman düzeniyle sahaya çıktı.
Maça her iki takımda kontrollü başlasa da puana ihtiyacı olan Türkiye baskılı oynayan taraftı. Arda'nın bu maçta kendine gelmesiyle daha atak oynayabiliyorduk. Golde Arda'nın nefis pasında Tuncay'ın garip bir pas şekliyle Semih'i boş kale önünde buluşturmasıyla oldu. Bundan sonra tek yapmamız gereken kontrollü oynamaktı. İspanya'nın orta saha da pas trafiği yapmak yerine kanatlara yöneldiği için rahat bir oyun ortaya koyabilirdik.

2. yarınin başlarında Nihat'ın kaçırdıkları "Bunları atmalıyız İspanya afettmez" dedirtiyordu bizlere ve kez öyle oldu. Uzaktan şutlar haricinde tek bir pozisyonu olmayan İspanya Volkan'ın hatalı çıkışı ve İbrahim'in eline çarpan top sonucu penaltıdan durumu eşitliyordu.


Durumu toparlarız biz hep geriden gelen takımızı diyen çok olmuştur herhalde. Gökhan Gönül'ün bindirmeleri, Arda ve Tuncay'ın çabaları sonuç vermiyordu. İşte burada Fatih Terim'in doyuncu değişiklikleri devreye giriyordu. Sakatlıktan yeni kurtulan ve formsuz olan Nihat yerini Batuhan'a bırakıyor. Semih Sabri'yle yer değiştiriyordu. Gol umudumuz Sabri olmuştu birdenbire. Son olarak ise Arda çıkıyor Nuri oyuna giriyordu. Bunlar gole ihtiyacımız olan dakikalarda yapılıyordu. İspanya ise son 5 dakikaya girerken Guiza'yı oyuna alıyordu. "Herkes ister misin bak şimdi gol atsın" düşüncesindeyken çok güzel bir asistle Riera'ya gol attırıyordu. Beraberlik bile iyi sonuçken, Bosna'nın 2 hafta 6 puan aldığını düşünürsek çok kötü bir sonuçtu. İşimiz yine mucizelerer kaldı denebilir ama yine de herşey bitmiş değil...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder