19 Eylül 2009 Cumartesi

Çeyrek Finale Genel Bakış

Bizim maçla başlayalım. Spor müsabakalarında Yunanistan'la yaptığımız maçlarda hep bir baskı, hep bir duygusallık oluyor. Yaşadığımız siyasi sorunlar nedeniyle her iki tarafın oyuncuları farklı duygularla maça çıkıyor (devşirme oyuncuları bir kenara bırakalım). Böyle maçlarda oyuncularımızda bir "kahraman ben olmalıyım" sevdası başlıyor ki bugün kullandığımız dış atışlarda bunun örneklerini gördük.

Ömer Onan ve Kerem Tunçeri haricinde iyi oynayan yoktu. Ribauntlarda inanılmaz kötüydük. Yunan oyuncular hep 2. şans yakaladılar. Bu dezavantajlar skora pek yansımadı. Maç sonuna kadar başa baş bir oyun sergiledik. Maçı uzatmaya götürdük. Uzatmada hakemlerin akıl almaz kararı sonrası Spanoulis'in mesafe bilmez üçlüğü işimizi bitiriyordu. Son anlarda şansımız olsada Hidayet ve Ender'in kahramanlık sevdaları yenilmemize neden oldu.

Turnuva takımı ne demek? Sorusuna cevap veriyor İspanya. Tempoyu arttırdıklarında Dünya üzerindeki en tehlikeli takım oluyorlar. Gasol kendini bulmaya başladı. Namağlup Fransa'ya hiç acımadılar.

Turnuvanın tek sürprizi Sırbistan. Kimse onların buraya geleceklerini sanmıyordu. Karşılarına son şampiyon Rusya çıkmışken elemeyi başardılar. Teodosic önderliğinde müthiş oynuyorlar.

Slovenler kaldıkları yerden devam ediyorlar. Hırvatistan'da Ukic çabalasada, Slovenlerin sihirli elleri galip gelmeyi bildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder